Wednesday, September 23, 2009

Karadağ'ın güzel köşesi : KOTOR ve Budva


Dubrovnik’ten 45 dakika kadar sonra Hırvatistan’dan ayrılıp, Karadağ’a giriyoruz. Girişte sıra vardı biraz bekledik ama vize yok direkt geçiyoruz. Ancak 10 Euro kadar bir çevre vergisi ödemek zorundasınız. Görevli gelip siz araçta iken alıyor zaten. Kendi aramızda Devlet gelişecek, bunun için vergi gerek esprisini yapıyoruz. Sınırdan 5 km kadar sonra Karadağ’ın eski şehri var Herceg Novi. Yol üzerinde tabelalardan bu anlayabiliyorsunuz zaten ama çok da etkili ve görselliği olan bir yer değil. Karadağ’ın eski şehri olarak görülüyor ve sınırdan hemen sonra görebiliyorsunuz zaten bir aracımızla tek yön olan yola girip, araçla bu alanı gezdik. Altyapı çalışmaları devam etmekte ve yollar köstebek yuvası idi. Para birimi Euro, genel manada projelerde tabelaların üzerinde AB desteğini ve logosunu görüyoruz. Burası için Avrupa Birliğinin zengin kesimleri için Sırplardan kopardığı bir ülkenin güzel bir noktası. Herkes trafik içinde kurallara uygun şekilde hareket ediyor. Kotor’a ulaşmak için yolumuza devam ederken hava kararmaya başlıyor ve biz büyükçe bir körfezi dolaşır gibi yol alıyoruz ama bu yolu alırken havanın büründüğü ambiyans sizi The Lord Of The Rings setinde gibi hissediyoruz. Hakikaten çok güzel bir havası ve görüntüsü var. Her bir kilometre ayrı bir güzelliği size sunuyor. Kotor’a girerken sağda lüks yatlar ve marina sizi karşılıyor. İçdeniz gibi bir alanbu sağ taraf F1 yarışlarından hatırladığım Monaco’yu hatırlattı bana.

“Ve evet, sol tarafınızda, genişçe bir dağa oturmuş, enteresan bir mimari ve akşam aydınlatması ile sizi büyüleyen, 3 arkadaşın aynı anda “vaaaayy” demesine sebep olan, ortaçağ’ı iliklerinize kadar hissettiren, geceleyin bir başka gündüzleyin bir başka görünen Kotor ve Stari Grad bulunuyor!”
Gece olmasına rağmen gezebildiğimiz kadar gezerek hayranlığımızı arttırdık, saat 12, 1 olması ile gençlerin kalenin içlerine doğru şık ve zengin kıyafetleri ile gelmeleri, ard arda yanaşan taksi ve lüks araçların dizilmesi ile böyle bir yerde bu kadar bir eğlence mantığının olmasına şaşırıyoruz.




Bölgede bir sürede daha gezip, önceden rezervasyon yaptırmadığımız için 3 arkadaş, izbe bir yere aracımızı çekerek uyuyoruz ve sabah erkenden kalkıp, gündüz gözü ile bu dağın zirvesine çıkmak için yola koyuluyoruz. Bir kere belirtmek gerek, buraya çıkış ücretli, 2-3 euro gibi bir meblağ var idi yanlış hatırlamıyorsam. Ama biz 8.40 gibi geldiğimiz için görevli yoktu ve biz direkt girdik, başladık tırmanmaya. Bu kadar basamak, çıktıkça çıkıyoruz, eski yerleşim yerleri yıkık dökük de olsa hayran kalıyoruz, kıvrıla kıvrıla geldiğimiz yolları ve bölgeyi tepeden görmek her bir adımda daha güzel ama çıkış yorucu. Zira 55-60 derecelik bir eğimi tırmanıyoruz diyebilirim. Sarp yamaç, yıkık dökük taşlar ve yılan gibi yollar. En tepedeki kaleye çıkmak gerek. Çıkışımız yaklaşık 1 saat sürdü –ki hızlı bir çıkış yaptık biz.9.30 da zirvedeydik.




Etraftaki büyük dağlar sebebiyle, şehrin göbeğine güneş geç geliyor. Ama biz zirvede 9.30 ‘da güneşi karşılamışken, tekneler hala güneşi görebilmiş değildi aşağıda. Bu da ilginç bir anı olarak hafızamıza kazınırken manzaranın tadına varıyoruz. Tavsiyem, erkenden en tepeye çıkmanızdır, zira güneşle beraber bu imkansızlaşır. Kotor’a gitmek planlarınızda olmalı, ve gelmişken bu tepeye çıkmalısınız. Bu eski yerleşim alanı dışında çok bir şey yok zaten Kotor’da ama burası inanılmaz.




Tam dağın arkasında 2 tane de kilise bulunmakta, dini unsurun böylesine bir yere inşa edilmiş olması, korunması ve önemsenmesi dikkate değer.




İnişimizi koşarak yapıyor ve 15 dakikada aşağıda oluyoruz zira düzgün bir iniş ile hem bacaklarınız iflas eder hem de çok zaman kaybı olur. Biz çıkarken inmekte olan bir Avustralya’lı 50 yaşlarında bir kadını, indiğimizde yakaladık. Sohbet ederken Kotor’dan sonra Budva sahili yapacağımızı söyledik, aracımızın olduğunu duyunca katılmak istediğini beyan etti. Hayhay dedik ve toparlanıp, uzun sahillerinin olduğu ve küçük Duvrovnik’i andıran Budva’ya doğru yola çıktık. Budva’da görülmesi hoş, lüks, zengin ve şirin bir ufak bölge. Kumsalları güzel, yazın gidiliyorsa kesinlikle uğranmalı, zaten 1 saatlik mesafede. Otobüsler de var Kotor ve başkent Podgorica’ya. Budva’da da genişçe bir kale ve kalenin burcunda gezi tavsiye edilir. Biz yaptık. Hoş manzarası var.






0 comments: